8 Mayıs 2008 Perşembe

KARPAZ MİLLİ PARK ALANI



Karpaz Milli Park Alanı Yasa Tasarısı'nın Cumhuriyet Meclisi Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi'nde görüşülmesine dün de devam edildi.
İlgili bakanlık ve daireler yanında toplantıda Avcılık Federasyonu, Biyologlar Derneği, Yeşil Barış Hareketi, Çekova, Kema, İskele Yurttaş İnisiyatifi ve Karpaz Dostları Derneği tasarıyla ilgili görüş sundu. Dipkarpaz Belediye Başkanı Mehmet Demirci'nin de görüşlerini aktardığı toplantıda Biyologlar Derneği ve bölgede yaşayan bir vatandaş, tasarıya zemin oluşturması amacıyla bölgeyle ilgili bir de sunum yaptı.
CTP Milletvekili Kadri Fellahoğlu başkanlığındaki toplantıya CTP milletvekilleri Ali Gulle, Ahmet Gülle, Nazım Beratlı ve Mehmet Ceylanlı ile UBP Milletvekili Hasan Taçoy katıldı. Toplantıda Başbakanlık, Ekonomi ve Turizm Bakanlığı, Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı, Başsavcılık, Şehir Planlama Dairesi, Eski Eserler ve Müzeler Dairesi, Orman Dairesi, Hayvancılık Dairesi, Anıtlar Yüksek Kurulu, AB Koordinasyon Merkezi, YAGA, KTMMOB, Barolar Birliği, Genişletilmiş Sürdürülebilir Çevre Platformu temsilcileri de hazır bulundu.
Fellahoğlu... Altan... Mesutoğlu
Komite Başkanı Kadri Fellahoğlu, eleştiri ve görüşlerle ilgili konuşmasında, korumanın kağıt üzerinde var olduğunu ancak uygulamada olmadığını söyledi.
Fellahoğlu, "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Dünyadaki milli park uygulamaları örnek alınabilir. Ancak bizim öznel koşullarımız var. En önemlisi bizim diğer ülkelere göre çok değerli özelliklerimiz var" dedi.
Çevre Koruma Dairesi Müdürü Hülya Altan da, korumaya dönük bu yasanın ülke gerçeklerine tüm boyutlarıyla uyumlu olmasına dikkat etmek gerektiğini kaydetti. Altan, yasanın gerçekten koruyabilir olmasına özen göstermenin şart olduğunu belirtti.
Şehir Planlama Dairesi adına konuşan Laika Mesutoğlu ise, sivil toplum örgütlerinin, hükümet organlarında yer almasının doğru olmadığını ancak karar alma sürecinde etkin olması gerektiğini söyledi.
Mesutoğlu, AB Destek Ofisi'nin, bölgede bir sinerji yaratacak YAGA gibi bir model yaratmayı amaçladığına işaret ederek, ofisin karar alma mekanizmasında yer almayacağını, sadece bölgeye yatırımcının nasıl çekileceğiyle ilgili çalışmalar yapmasının hedeflendiğini belirtti.
Dipkarpaz Belediye Başkanı
Dipkarpaz Belediye Başkanı Hasan Demirci de, yasa tasarısında yabani eşek probleminin çözümüne dönük bir düzenleme bulunmamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Tasarının adının Karpaz Milli Parkı değil, Dipkarpaz Milli Parkı olması gerektiğini kaydeden Demirci, 4 yıl öncesine kadar ava kapalı olan bölgenin telli kısmının ava kapatılması ve bu bölge içinde eşeklere bakım sağlanması gerektiğini söyledi. Demirci, avcılara, batı ülkelerinde olduğu gibi ücretli özel av alanları sağlanabileceğini belirtti.
Mehmet Demirci ayrıca, milli park içinde ahşap tipi konaklamaya izin verilmesi gerektiğini de söyledi.
Demirci, bölge halkının eşekleri öldürdüğü yönündeki eleştirilere değinirken de, "Biz bu eşeklere su sağlıyoruz. Bizler bu hayvanlar sayesinde para kazanmaya çalışıyoruz. Onları niye öldürelim..." diye sordu.
Bir vatandaş
Bölgede yaşayan ve yatırımı bulunan İrfan Dindar da söz alarak, tasarıya ilişkin görüşlerini sundu. Bölgedeki hayvan ve bitki örtüsünün en az insanlar kadar yaşama hakkı olduğunu kaydeden Dindar, susuzluktan ölen eşeklere, milli parka girişte alınacak cüzi ücretlerden elde edilecek gelirle yemek ve su sağlanabileceğini söyledi.
Dindar, özellikle güzergaha yakın yerlere kurulacak sulaklarla hayvanların suvarılması ve bölgeye gelecek turistlerin eşekleri görmesine imkan yaratılabileceğini belirtti.
Altın kumsaldaki gecekondular ile kaçak yapıların derhal durdurulması gerektiğini kaydeden Dindar, manastır bölgesindeki sokak satıcılarının da engellenmesi gerektiğini söyledi.
Sivil Toplum Örgütlerinin görüşleri
ÇEKOVA Mütevelli Heyeti Üyesi Abdülkerim Karamanoğlu, AB Destek Ofisi'nin bölgede yeri olmadığını söyledi. Bölgedeki yapılaşmanın kontrol altına alınması gerektiğini kaydeden Karamanoğlu, gümrük binalarının da koruma altına alınması gerektiğini belirtti. Karamanoğlu, kuşların da koruma altına alınmasının şart olduğunu kaydederek, bölgede açık hava müzelerinin oluşturulabileceğini söyledi.
Avcılık Federasyonu
Avcılık Federasyonu Başkanı Harper Orhon ise, bölgedeki ardıçların planlı bir şekilde yok edilip, tarım arazileri yaratıldığını söyledi. Orhon, vatandaşların, ardıçları arazilerini tellerken direk ve mandıra yapımında kullandığını belirtti.
Karpaz'ın adalar bölgesinin tamamıyla ava kapatılmasının yanlış olduğunu söyleyen Orhon, orkinos balığının geçiş noktası olan bölgenin özel ilgi turizmi, özellikle su altı turizmi açısından büyük önem taşıdığına işaret ederek bunun değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti. Orhon, "Profesyonel balıkçılığa biz de karşıyız ancak bölgede zıpkınla balık avı yapılabilir" dedi.
Orhon, Özel Çevre Koruma Bölgelerinde avcılık yapılacak bölgelerin belirlenmesinde Avcılık Federasyonu'nun da belirleyici olması gerektiğini, bunun da yasada yer almasını istediklerini belirtti. Orhon, tasarıyla ilgili ayrıntılı raporu önümüzdeki günlerde sunacaklarını söyledi.
KEMA
KEMA adına konuşan İlkay İlseven, sınırların tasarı aşamasında belirlenmesi gerektiğini belirterek, özellikle tarım yapımıyla ilgili maddelerin yeniden düzenlenmesi gerektiğini kaydetti.
Bölgenin tamamıyla ava ve otlatmaya kapalı olması gerektiğini kaydeden İlseven, çevre planı hazırlarken bölgedeki tüm belediyelerden görüş almaya gerek olmadığını savundu. İlseven, danışma komitesinde üniversite temsilcilerinin de yer almasının şart olduğunu belirtti.
İlseven, Milli Park ile Karpaz bölgesinin sosyo-ekonomik kalkınmasının karıştırılmaması gerektiğini söyledi. İlkay İlseven, tasarının karmaşık dilinin de basitleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
Yeşil Barış
Yeşil Barış Hareketi adına konuşan Tuncer Bağışkan ise, bölgenin kültürel varlıklarına dikkat çekti. Bölgeyi sit alanı ilan ederken, o bölgede bulunan eski eserleri korumayı amaçladıklarını ancak bölgedeki eski eser envanterinin yapılamadığına işaret eden Bağışkan, bölgede kayıt altına alınmayan çok sayıda mezar, antik yağ değirmeni ve kiliseler bulunduğunu söyledi.
Bağışkan ayrıca siyasi etkiden kurtarılmış bir yapıya sahip olan Anıtlar Yüksek Kurulu'nun yetkilerinin, oluşturulması öngörülen Karpaz Milli Park Kurulu'na devredilmesinin sakıncalarına işaret etti.
Özel koruma bölgesine müze inşa edilecek diye bölge yapısının darmadağın edilmesinin doğru olmayacağını kaydeden Bağışkan, bölgedeki mevcut yapıların bu amaçla kullanılabileceğini belirtti.
İskele Yurttaş İnisiyatifi
İskele Yurttaş İnisiyatifi adına konuşan Hüseyin Yorgancı ile İsmail Haşimoğulları, mutlak koruma alanların sınırlarının belirlenmesi üzerinde durdu. "Sınırlı kullanın alanı" ifadesinin çok muallak olduğuna dikkat çeken Haşimoğulları, "Yasa ivedilikle çıkarılmalı ancak mutlak koruma bölgeleri olacağı gibi, yasa da mutlak olmalı" dedi.
Dipkarpaz'da yapılması düşünülen şeylerin tamamıyla köy sınırları içinde sınırlı olması gereğine dikkat çeken Yorgancı, turistik yatırımların da butik otel ve pansiyonculukla sınırlandırılmasının şart olduğunu belirtti.
Yorgancı, sualtı flora ve faunası oldukça zengin olan adalar bölgesinde sualtı turizminin geliştirilebileceğini söyledi.
Bölgenin simgesi olan eşeklerin tasarıda ayrıca ele alınması gerektiğini kaydeden Yorgancı, eşeklerin telli alana hapsedilmesi halinde ölüme mahkum edilmiş olacaklarını belirtti.
Karpaz Dostları Derneği
Karpaz Dostları Derneği adına konuşan Gülizar Eroğlu, parkla ilgili çevre ve yönetim planı hazırlanırken peyzaj mimarlarının da görev yapması gerektiğini kaydetti.
Sadece belediyelerden değil, doğrudan halktan da görüş almak gerektiğini söyleyen Eroğlu, Milli Park Bütçesi'nin yetersiz kalacağına işaret ederek, devlet katkısının nereden sağlanacağının mutlaka belirtilmesi gerektiğini belirtti.
KAYNAK : Kıbrıs Gazetesi