16 Şubat 2013 Cumartesi

ANASTASİADİS, EGEMEN BAĞIŞ'A MESAJ GÖNDERDİ

Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde bugün seçimler başladı. Oy verme işlemi akşama kadar devam edecek. Size bu seçim haberlerini elde ettikçe ve 'Exit Poll'^denen bazi verilere dair açıklamalar da yapıldıkça siz izleyenlerimizi gelişmelerden haberdar edecek ve ihtimallerden sizi bilgilendireceğim. Bir ilk tadımlık bilgi, bugünkü Rum seçimlerinde favori olarak gösterilen kendi partisi DİSİ ve kendiine destek veren DİKO partisince desteklenen ve büyük kazanma şansını elde eden Nikos Anastasiadis'in, Türkiye'nin AB Bakanı ve başmüzakerecisi Egemen Bağış'a bir mesaj gönderdiği konuşuluyor. Anastasiadis'in bu mesajında, TÜrkiye'nin AB ortaklı hakkını kazanması için müzakere başlıklarının açılması, daha doğrusu Türkiye'nin bir adım daha ileriye gidebilmesi hakkını elde etm esi için, artık Brüksel'a karşı ilişkiler kitabının açık olan ve hiç ilerleme kaydedilmeyen sayfasını çevirerek Türkiye'nin daha uygun tutumlar sergilemesinin gerektiğini söyledi. Tabii bugünkü Rum Başkanlık Seçimlerinden sonra Güney Kıbrıs Rum Yönetimini kendisi temsil edeceği için onun bu davranışının devamı beklendi. Dün akşam bu konuda yorumlar gelmekte gecikmedi. Meğer Anastasiadis, kendi tarafının hangi davranışları uygulaması gerektiğini kabul ederek olumlu bir adım atacağı yerde ona buna tavsiye ederek seçmene göz kırpmaya çalıştı. Anastasiadis, haddini aşarak Türkiye'nin, dolayısıyla Kuzey Türk Cumhiyetinin, 'sayfayı çevirdikten sonra, Türkye-AB Ortak Protokolünü uygulamaya koymasını, Türkiye'mizin ne yasal ne de anayasal olan Makarios zorbalığının yıktığı ve Türkleri bütün hak ve makamlarından, işlerinden - bir din adamına hiç yakışmayan zorbalıkla alt üst etmesine aldırmadan - Rum Yönetimini Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımamızı talep etmektedir. Son talebi de - ortada ne fol ne de yumurta varken - Türk tarafının bir adım daha geriye atarak kapalı ve Türk denetiminde olan Maraş'ı açmaya çağırmaktadır. Ama Maraş'ın yarıdan büyük bir kısmı İngilizlerin kendi sömürge daresinde yasal olmayan yollardan tapu verilen bölgedir. Vakıf mallarına saygı göstermeyen ve onları Rumlara peşkeş çeken sakat zihniyete de, Türkiye ve Kıbrıs Türklerinin boyun eğmesini istiyor. Buraada, Anastasiadis'e, Kuzey Kıbrıs'ta yaygın olarak kullanılmakta olan bir deyimi tekrar etmek gerekiyor: Bak bayım biz olmayacak duaya boş yere 'amin' demeyiz şeklinde cevam veririz. Eğer pallikaryalığa başvuracak olurlarsa da ona göre cevabımız vardır: MOLON LAVE (Sıkıysa gel de al. Fanatik Rum basınında (Politis Gazetesi) dün bu olay Anastasiadis'in neredeyse Türkiye'ye meydan okuması şeklinde takdim edildi. DİSİ Partisinin EOKA'nın baş destekçisi, önce İngiliz Sömürge İdaresi, sonra Türklerin haklarının eksiltilmesi ve nihayet Türkleri tehdit ve sindirme yollarına sapmaması konusunda bir hayli temkinli yayın yaptı. Kıbrıs Rumlarının kendileri Türklerin gaspettikleri haklarından bir zerresini bile iade etmezken, bizden tüm taleplerini peşinen kabul etmemizi istemesine bu partiden AB Parlamentosuna milletfvekili seçilen Antiğoni Papadopulu da seve seve katılıyor. Demek istediğim şu: Bu seçimleri eğer Anastasiadis kazanırsa, Kıbrıs konusunda pek bir çözüm umudu ortaya çıkmayacaktır. O takdirde de BM, AB ve tüm diğer uluslararası kuruluşlar, Kıbrıs konusunda dörtlü bir konferansa çağrılmalı ve batı alemi de artık her şeye OHİ (Hayır) diyen Rum- Yunan ikilisine KATSE KATO (Otur yerine) diyerek 48 yıldır kuvvete dayalı olan isteklerine, makul yola dönerek uzlaşma yöntemiyle çözüme kavuşturmalarını söyleyerek ellerini artık masaya vurmaları kaçınılmaz olmaktadır. Rum-Yunan ikilisi baş belası kesildikleri AB'den para dilenirken bir de şartlar ileriye sürmemeli. BM ve AB buna izin vermemelidirler. Yoksa taksim bunca yıl süren Rum-Yunan bağnazlığının sonucu olarak kaçınılmaz olur. Saffet SOYKAL

12 Şubat 2013 Salı

RUM CEPHESİNDEN BİR KAÇ HABER

RUM CEPHESİNDEN BİR KAÇ HABER: 1. Rum yönetimi Başkanlık seçimlerine 5 gün kaldı. 2. Hristofyas, İlk ziyaretinde olduğu gibi vedsa ziyareti için Atina'da idi. Yunan CB, BB ve Muhalefet Partilerinin liderleriyle görüştü. 3. Hristofyas ve Samaras, Kıbrıs çözümü için ilerleme olmamasından Kıbrıs Türk tarafını itham etti. 4. EUROGROUP'ta Rum Maliye Bakanı konuştu, bilgi verdi. Herkez ona kulak vermedi ve Rum Yönetiminin Rus kara paralarını aklayıp aklamadığını AB komitesinden değil özel şirketten istedi. Rum itirazlarını dinlemedi. 5. Hristofyas ve Rum siyasi partileri, Rum Başsavcının yabancıya verilmesini yatırım yapanların kaçması anlamına geleceğini söyleyerek tepki gösterilmesini istediler. 6. İran'dan Suriye'ye gönderilen ve BM Güvenlik Konseyinin ihtarı üzerine Rumların el koyarak Mari'de depoladığı silahların patlaması olayında adı geçenleri, mahkeme savunma yapmaya davet etti. 7. Yunan Bonolarını Rum bankalarına satın aldıran, sonra da 'Silin Yunanistan mali sıkıntılardan kurtulsun' diyen AB yüzün Rum Bankalarının zararının €11,5 milyar olduğu açıklanarak Rumlara yazık edildiği bildirilerek ince alay yapıldı. Ama bono alıp da zarar edenler dün RIK kurumunda 'Debate' programına katılacak olan Rum siyasi Parti Liderlerinin girişlerini engelleyip çıkarken onların görüşlerini dinlemek istediler. 8. Makarios III'ün 100. Doğum Yıldönümünde Hristofyas onun Kıbrıs politikalarının en gerçekçi politikalar olduğunu bildirdi. (Tabii 1963'te ortak devleti bozarak Türkleri dışladığından değil, 1977 anlaşmalarından söz ediyordu.) SAFFET SOYKAL

4 Şubat 2013 Pazartesi

ASRIN PROJESİNDEN SES VAR

Asrın projesi neye denmişti? önce onu hatırlatalım. Ekonomik sıkıntı, işsizlik ve 100 TL gibi gülünç 'Hayat Pahalılığı' yakınmaları arasında, hele Kış mevsimi parçalı bulutlu ve güneşli geçen evrelerle biraz unutturuyorsa da, top toplayan birkaç göletimiz dışında barajlarda biriken sular, uzun yağışsız, hatta kurak geçen YAZ mevsiminde kendisini en acı şekilde gösterir. Bu durumdan da en çok sulu ziraat yapan kesim, hayvan besleyenler vb mesleklerde zarar görür, sıkıntıya girer, zarara eder. İşte bu noktada yine aramızda sadece 40 millik mesafe bulunun Anavatanımıza dönüyor ve tek güven ve teselli noktamız olduklarını anımsatıyorduk. Bizde kıt olan yağışlara sonucu büyük kuraklık vardır. Buna karşılık 40 Mil ötemizde suları Suriye ve Irak'a akan nehirlerimiz. Sularımızdan bu kadar faydalandıkları halde komşu Arap ülkelerinin, en azından bazıları Türkiye'ye karşı nankörce bir davranış içerisindedirler. Şubat ayı gibi yağmurlu dönem sayılan ayda bile bu kadar güneşli günlere sivil halkımız memnuniyet ve sadece eülence düşünceleri ile bakar ve gününü gün etmeye bakıyorsa da endişe eden kesim vatdır ve ortadadır. Evleri ve dükkanlarını su basan esnafımız. Sanayi bölgesinin en uç güney bölgesi olan Dr. Fazıl Küçük Bulvarı ucundaki işyerleri de zanab zanab su baskınlarına uğruyor. Sık sık böyle zararlara maruz kalan sanayiciler, hem Belediye'ye, hem de Hükümete tepkili tutumda. Belediye'de Hükümet hesapsız ve oy kaygısıyle bazı hallerde gereksiz istihdam yapınca çalışan kadrosu arttı. Belediye işlerle ve özellikle zam talepleriyle dara girince, istekleri karşılayamadı, üstesinden gelemedi. Çalışamlar Greve de gidince bu defa Belediye gelirden mahrum bırakılmıştır. İşler daha da keşmekeşe girmiş bulundu. işçi eylemlerinin sonucunda kaos kaldı. Burada da hata fazla istihdam yapan Belediye ve ona destek veren oy kaygısı içerisindeki UBP ile zıtlaştı. Esas konumuza dönecek ve konuyu su meselesinde toparlayacak olursak Gazimağusa limanımıza demirleyen dev şileple, Anavatandan plastik su boruları gönderildi. Anamur'da KKTC'ye sevkiyatı yapılacak ve adı ASRIN PROJESİ konan gerçekten büyük projeye gelen su boruları işleeri canlandıracaktır. Boruların Denizden Karaya döşenerek, deniz altından gelecek olan suyun halkımızın yarar görebileceği yerlere isale edilmesini sağlayacaktır. Hong Kong bandıralı geminin getirdiği 256 ton poliüretan su borusu ve aksamı süratle indirilerek iki Bakan Hamza Ersan Saner ve Ali Çetin Amcaoğu (Sanayi ve Doğal Kaynaklar ve Tarım bakanlarıdır) geminin hamulesini boşaltmasını izlediler. Ersan Saner bu borularla denizden karaya aktarılacak yılda 75 milyon metreküp suyun KKTC'nin geleceğini olumlu etkileyeceğini vurguladı. Tarım Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu da bu boruların deniz altına döşeme sürecinin 7 Mart tarihinde bitmiş olacağını da müjdeledi. Bizden de bu projeye 'kolay gelsin ve hayırlısı demek kalıyor. Saffet Soykal Kaynak: www.dorukhaber.com