Ekonomi uzmanlarının sıklıkla vurguladığı yerel kriz diye adlandırılan ekonomik kriz nedeniyle bankadan aldıkları borçları ödeyemeyenlere yönelik açılan haciz davaları gün geçtikçe artıyor
RAKAMLAR ÜRKÜTÜCÜ... Her geçen gün etkisini daha da hissettirmeye başlayan ve ekonomistlerin de sıklıkla belirttiği ekonomik sıkıntı nedeniyle, bankadan aldıkları borçları ödeyemeyenlere yönelik açılan haciz davaları gün geçtikçe artıyor. 2004 yılında haciz hükmü verilen dava 6 bin 667 iken, bunun 251'i icra edildi. 2008 yılının Eylül ayına kadar olan verilerine bakıldığı zaman ise daha ürkütücü bir tablo karşımıza çıkıyor. Buna göre, toplam 7 bin 507 haciz hükmü verilirken, bu rakamın 395'i tamamen icra edildi
RAKAMLAR ÜRKÜTÜCÜ... Her geçen gün etkisini daha da hissettirmeye başlayan ve ekonomistlerin de sıklıkla belirttiği ekonomik sıkıntı nedeniyle, bankadan aldıkları borçları ödeyemeyenlere yönelik açılan haciz davaları gün geçtikçe artıyor. 2004 yılında haciz hükmü verilen dava 6 bin 667 iken, bunun 251'i icra edildi. 2008 yılının Eylül ayına kadar olan verilerine bakıldığı zaman ise daha ürkütücü bir tablo karşımıza çıkıyor. Buna göre, toplam 7 bin 507 haciz hükmü verilirken, bu rakamın 395'i tamamen icra edildi
Aral MORAL
Her geçen gün etkisini daha da hissettirmeye başlayan ve ekonomistlerin de sıklıkla belirttiği ekonomik sıkıntı nedeniyle, bankadan aldıkları borçları ödeyemeyenlere yönelik açılan haciz davaları gün geçtikçe artıyor.
Yaşanan yerel krizin yanında, Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayarak kısa sürede etkisini tüm dünyada gösteren krizin, ülkemizi özellikle 2009 yılında etkileyeceği ekonomi uzmanları tarafından ifade edilirken, haciz hükmü verilen dava sayısındaki artış, ülkemizdeki sıkıntıyı gözler önüne seriyor.
2004 yılında haciz hükmü verilen dava sayısı 6 bin 667 iken, bunun 251'i icra edildi. 2008 yılının Eylül ayına kadar olan verilerine bakıldığı zaman ise daha ürkütücü bir tablo karşımıza çıkıyor.
Buna göre, toplam 7 bin 507 haciz hükmü verilirken, bu rakamın 395'i tamamen icra edildi.
Konuyla ilgili olarak açıklama yapan KIBRIS Gazetesi ekonomi yazarı ve ekonomi uzmanı Necdet Ergün, verilerin ekonomik açıdan yorumlandığı zaman muhtemelen önümüzdeki dönemde yerel ve global krizin çiftelenmesiyle, haciz hükmü sayısında ciddi bir artış olacağına vurgu yaptı.
Ergün, acilen kapsamlı bir ekonomik paketin hazırlanmasıyla, hacizlerin artmasının sınırlandırılabileceğini ifade ederek " Bunların başında birey ve şirket borçlarının yapılandırılması gelir" dedi.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Başkanı Hürrem Tulga da yaptığı açıklamada "Geçtiğimiz yıl sık sık yinelediğimiz bir söylemimiz vardı. O da; 2007'den itibaren yerel nedenlerden dolayı kendi krizimizi yaşıyor olmamızdı" diye konuşarak, dünyadaki krizin de yeni yeni hissedilmeye başlandığını ve etkisini giderek daha fazla hissettireceğini belirtti.
2004'te 6 bin 667 iken 2008'de 7 bin 507
2004 yılında haciz hükmü verilen dava 6 bin 667 iken, bunun 251'i icra edilirken, 2005 yılında haciz hükmü verilen dava sayısı 5 bin 590 olurken, 122 icra gerçekleşti.
2006'da ise haciz hükmünde, 2005 göre artış gözlemlendi. 6 bin 134 haciz hükmü verilmesine karşılık, icra rakamı 107'ye geriledi.
2007'de başladı, 2008'de doruğa ulaştı
2007 verilerinde ise haciz hükmü verilen dava sayısı 6 bin 903 iken bunun 172'si icra edildi.
Ancak, 2008'in ilk on ayına kadar olan hüküm ve icra rakamları ekonomik gidişatın kötüye gittiğini gösteriyor.
Buna göre, 7 bin 507 haciz hükmi kararının verildiği 2008'de 395 icra gerçekleşti.
Ergün: Verilere göreli bakmak lazım
Necdet Ergün, "Önce ekonomi bilimi açısından bir yorum getirmek istiyorum. Ekonomide mutlak değerler üzerinden yorum yapmak yanlıştır. Çünkü ekonominin kendisi göreli-görecelidir" diye konuşarak, haciz ve icra verilerine de, ekonomideki diğer verilerle ve büyüklüklerle birlikte göreli olarak bakmak ve kıyas yapmak gerektiğini ifade etti.
Ergün, zaman zaman aynı sorun ve yanlışlığın, çek yasağına giren kişi sayısındaki artışın yorumlanmasında da yapıldığını söyledi.
Hacizle ilgili verilerin farklı açılardan yorumlanabileceğine dikkat çeken ekonomi uzmanı, "Mesela bu veriler, aynı zamanda ülkede ne kadar basiretsiz tüketici ve girişimci olduğunu, hatta krediyi kullandıranın veya ticari iş yapanın seçim kriterlerinin de zayıf olduğunu gösteriyor. İşin bu tarafı da var" diye konuştu.
"Ekonomiye acil müdahaleler yapılmadığı
durumunda durum daha vahim olacak"
Verilerin ekonomik açıdan yorumlandığı zaman da, muhtemelen önümüzdeki dönemde yerel ve global krizin çiftelenmesiyle, haciz hükmü sayısında ciddi bir artış olacağına vurgu yapan Ergün, acilen kapsamlı bir ekonomik paketin hazırlanmasıyla, hacizlerin artmasının sınırlandırılabileceğini ifade ederek " Bunların başında birey ve şirket borçlarının yapılandırılması gelir" dedi.
Necdet Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani diyeceğim şu; eski veriler bana göre ekonomik krizle ilgili henüz çok kötü bir tabloyu yansıtmıyor. Esas, gelecek yıl durumun daha vahim olmasını bekliyorum. Bu mevcut veriler ekonomiye acil müdahaleler yapmadığımız takdirde gelecek yıl, haciz hüküm sayısının daha da artacağının habercisidir.
"Hukuk-yargı-icra süreçleri sağlıklı çalışmıyor"
Necdet Ergün, haciz hükmünün yüksek, icranın ise düşük olmasını ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Konunun bir başka boyutu ise haciz hükmünün bu kadar yüksek, buna karşın icranın bu kadar düşük olmasıdır ki bence bu konunun en vahim tarafıdır. Bunun çok olumsuz dinamikleri var. Bu veriler, hukuk-yargı-icra süreçlerinin hem zaman, hem de sonuç bakımından sağlıklı çalışmadığını gösteriyor. Yani, konunun "ahlaki zafiyet ve yozlaşma " tarafı da var. Bilahare, hukuk-yargı-icra süreçlerindeki sıkıntılar, ekonomide ticaretin gelişmesini engeller ve bankaların kredi motivasyonunu da azaltır. Anlayacağınız, bu verilerde beni en çok endişelendiren haciz hüküm sayısının artması değil; bu davalardan sonuç alınamaması ve bunların sosyo-ekonomik açıdan yarattığı vahim-olumsuz dinamiklerdir. İnanın konunun bu tarafı daha önemlidir."
Tulga: Kriz giderek kendini daha da fazla hissettirecek
2007'de, geçen yıllara göre, haciz hükmü verilen davalarda artış olduğunu ifade eden Hürrem Tulga, bu durumun 2008'de de devam ettiğini söyledi.
"Geçtiğimiz yıl sık sık yinelediğimiz bir söylemimiz vardı. O da; 2007'den itibaren yerel nedenlerden dolayı kendi krizimizi yaşıyor olmamızdı" diye konuşan Tulga, dünyadaki krizin de yeni yeni hissedilmeye başlandığını ve etkisini giderek daha fazla hissettireceğini belirtti.
Yerel krizin nedenlerine değinen oda yetkilisi, toplumun üretime katılamadığını ve üretimin ucuz işçilik üzerinden yapıldığını kaydetti.
"Dolayısıyla ülkedeki kaynaklar yurt dışına kaçıyor" diye sözlerini sürdüren KTEZO Başkanı Tulga. 2003 yılında kapıların açılmasıyla, güney Kıbrıs'la rekabetin gündeme geldiğini ve bu doğrultuda fonların büyük ölçüde kaldırıldığını hatırlattı.
Rekabet için fonların kaldırıldığını ancak atölyelere teknolojik ve finans desteğinin sağlanamadığına dikkat çeken Hürrem Tulga, "İşte bu yüzden de işletmeler güneyle olan yarışı kaybetti" dedi.
Bu durumun, bir çok işsizin ortaya çıkmasına yol açtığını kaydeden oda başkanı Tulga, artan ithalatla da paranın yurt dışına kaçışının daha da hızlandığını ifade etti.
"Yaşanan sorunlar haciz hükümlerinin artmasına neden oldu"
KOBİ politikasının oluşturulmadığını söyleyen Hürrem Tulga, küçük işletmelere ve mesleki yaşama önem verilmediğini belirtti.
"Doğal olarak da bir takım büyük sermaye grupları bu küçük işletmelerin işine el attı ve onları iflasa sürükledi" diye konuşan KTEZO başkanı, vergi yükünün de işletmeleri zora soktuğunun altını çizdi.
Tulga yaşanan sıkıntıları şu sözlerle gözler önüne serdi:
"Vergi yükü, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı borçlarının faizleri gibi uygulamalardaki haksız rekabetle karşı karşıya kalan işletmeci zora girdi. Bu noktada yaşanan sorunlar 2007'de haciz hükümlerinin çoğalmasına yol açtı ve dünyadaki krizle birlikte bu artışın çok daha yüksek seviyelere çıkması kaçınılmazdır."
"Alınacak tedbirler belli"
Sıkıntıların giderilmesi için bir dizi önlem alınmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Tulga, küçük işletmelere düşük faizli kredi olanağının sağlanması gerektiğini belirtti.
İhtiyat sandığı ve sosyal sigorta gibi vergilerin borç faizlerinin silinmesi ve faizsiz bir biçimde taksitlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
2004
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 2840 100
Mağusa: 2382 85
Girne: 577 59
Güzelyurt: 666 6
Lefke: 222 1
Toplam: 6667 251
2005
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 2558 46
Mağusa: 1835 53
Girne: 539 9
Güzelyurt: 525 9
Lefke: 133 5
Toplam: 5590 122
2006
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 2971 53
Mağusa: 2027 29
Girne: 522 18
Güzelyurt: 483 7
Lefke: 131 0
Toplam: 6134 107
2007
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 3174 104
Mağusa: 2178 55
Girne: 689 11
Güzelyurt: 680 1
Lefke: 182 1
Toplam: 6903 172
2008
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 3308 301
Mağusa: 2428 74
Girne: 934 15
Güzelyurt: 657 3
Lefke: 180 2
Toplam: 7507 567
Her geçen gün etkisini daha da hissettirmeye başlayan ve ekonomistlerin de sıklıkla belirttiği ekonomik sıkıntı nedeniyle, bankadan aldıkları borçları ödeyemeyenlere yönelik açılan haciz davaları gün geçtikçe artıyor.
Yaşanan yerel krizin yanında, Amerika Birleşik Devletleri'nde başlayarak kısa sürede etkisini tüm dünyada gösteren krizin, ülkemizi özellikle 2009 yılında etkileyeceği ekonomi uzmanları tarafından ifade edilirken, haciz hükmü verilen dava sayısındaki artış, ülkemizdeki sıkıntıyı gözler önüne seriyor.
2004 yılında haciz hükmü verilen dava sayısı 6 bin 667 iken, bunun 251'i icra edildi. 2008 yılının Eylül ayına kadar olan verilerine bakıldığı zaman ise daha ürkütücü bir tablo karşımıza çıkıyor.
Buna göre, toplam 7 bin 507 haciz hükmü verilirken, bu rakamın 395'i tamamen icra edildi.
Konuyla ilgili olarak açıklama yapan KIBRIS Gazetesi ekonomi yazarı ve ekonomi uzmanı Necdet Ergün, verilerin ekonomik açıdan yorumlandığı zaman muhtemelen önümüzdeki dönemde yerel ve global krizin çiftelenmesiyle, haciz hükmü sayısında ciddi bir artış olacağına vurgu yaptı.
Ergün, acilen kapsamlı bir ekonomik paketin hazırlanmasıyla, hacizlerin artmasının sınırlandırılabileceğini ifade ederek " Bunların başında birey ve şirket borçlarının yapılandırılması gelir" dedi.
Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO) Başkanı Hürrem Tulga da yaptığı açıklamada "Geçtiğimiz yıl sık sık yinelediğimiz bir söylemimiz vardı. O da; 2007'den itibaren yerel nedenlerden dolayı kendi krizimizi yaşıyor olmamızdı" diye konuşarak, dünyadaki krizin de yeni yeni hissedilmeye başlandığını ve etkisini giderek daha fazla hissettireceğini belirtti.
2004'te 6 bin 667 iken 2008'de 7 bin 507
2004 yılında haciz hükmü verilen dava 6 bin 667 iken, bunun 251'i icra edilirken, 2005 yılında haciz hükmü verilen dava sayısı 5 bin 590 olurken, 122 icra gerçekleşti.
2006'da ise haciz hükmünde, 2005 göre artış gözlemlendi. 6 bin 134 haciz hükmü verilmesine karşılık, icra rakamı 107'ye geriledi.
2007'de başladı, 2008'de doruğa ulaştı
2007 verilerinde ise haciz hükmü verilen dava sayısı 6 bin 903 iken bunun 172'si icra edildi.
Ancak, 2008'in ilk on ayına kadar olan hüküm ve icra rakamları ekonomik gidişatın kötüye gittiğini gösteriyor.
Buna göre, 7 bin 507 haciz hükmi kararının verildiği 2008'de 395 icra gerçekleşti.
Ergün: Verilere göreli bakmak lazım
Necdet Ergün, "Önce ekonomi bilimi açısından bir yorum getirmek istiyorum. Ekonomide mutlak değerler üzerinden yorum yapmak yanlıştır. Çünkü ekonominin kendisi göreli-görecelidir" diye konuşarak, haciz ve icra verilerine de, ekonomideki diğer verilerle ve büyüklüklerle birlikte göreli olarak bakmak ve kıyas yapmak gerektiğini ifade etti.
Ergün, zaman zaman aynı sorun ve yanlışlığın, çek yasağına giren kişi sayısındaki artışın yorumlanmasında da yapıldığını söyledi.
Hacizle ilgili verilerin farklı açılardan yorumlanabileceğine dikkat çeken ekonomi uzmanı, "Mesela bu veriler, aynı zamanda ülkede ne kadar basiretsiz tüketici ve girişimci olduğunu, hatta krediyi kullandıranın veya ticari iş yapanın seçim kriterlerinin de zayıf olduğunu gösteriyor. İşin bu tarafı da var" diye konuştu.
"Ekonomiye acil müdahaleler yapılmadığı
durumunda durum daha vahim olacak"
Verilerin ekonomik açıdan yorumlandığı zaman da, muhtemelen önümüzdeki dönemde yerel ve global krizin çiftelenmesiyle, haciz hükmü sayısında ciddi bir artış olacağına vurgu yapan Ergün, acilen kapsamlı bir ekonomik paketin hazırlanmasıyla, hacizlerin artmasının sınırlandırılabileceğini ifade ederek " Bunların başında birey ve şirket borçlarının yapılandırılması gelir" dedi.
Necdet Ergün sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yani diyeceğim şu; eski veriler bana göre ekonomik krizle ilgili henüz çok kötü bir tabloyu yansıtmıyor. Esas, gelecek yıl durumun daha vahim olmasını bekliyorum. Bu mevcut veriler ekonomiye acil müdahaleler yapmadığımız takdirde gelecek yıl, haciz hüküm sayısının daha da artacağının habercisidir.
"Hukuk-yargı-icra süreçleri sağlıklı çalışmıyor"
Necdet Ergün, haciz hükmünün yüksek, icranın ise düşük olmasını ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Konunun bir başka boyutu ise haciz hükmünün bu kadar yüksek, buna karşın icranın bu kadar düşük olmasıdır ki bence bu konunun en vahim tarafıdır. Bunun çok olumsuz dinamikleri var. Bu veriler, hukuk-yargı-icra süreçlerinin hem zaman, hem de sonuç bakımından sağlıklı çalışmadığını gösteriyor. Yani, konunun "ahlaki zafiyet ve yozlaşma " tarafı da var. Bilahare, hukuk-yargı-icra süreçlerindeki sıkıntılar, ekonomide ticaretin gelişmesini engeller ve bankaların kredi motivasyonunu da azaltır. Anlayacağınız, bu verilerde beni en çok endişelendiren haciz hüküm sayısının artması değil; bu davalardan sonuç alınamaması ve bunların sosyo-ekonomik açıdan yarattığı vahim-olumsuz dinamiklerdir. İnanın konunun bu tarafı daha önemlidir."
Tulga: Kriz giderek kendini daha da fazla hissettirecek
2007'de, geçen yıllara göre, haciz hükmü verilen davalarda artış olduğunu ifade eden Hürrem Tulga, bu durumun 2008'de de devam ettiğini söyledi.
"Geçtiğimiz yıl sık sık yinelediğimiz bir söylemimiz vardı. O da; 2007'den itibaren yerel nedenlerden dolayı kendi krizimizi yaşıyor olmamızdı" diye konuşan Tulga, dünyadaki krizin de yeni yeni hissedilmeye başlandığını ve etkisini giderek daha fazla hissettireceğini belirtti.
Yerel krizin nedenlerine değinen oda yetkilisi, toplumun üretime katılamadığını ve üretimin ucuz işçilik üzerinden yapıldığını kaydetti.
"Dolayısıyla ülkedeki kaynaklar yurt dışına kaçıyor" diye sözlerini sürdüren KTEZO Başkanı Tulga. 2003 yılında kapıların açılmasıyla, güney Kıbrıs'la rekabetin gündeme geldiğini ve bu doğrultuda fonların büyük ölçüde kaldırıldığını hatırlattı.
Rekabet için fonların kaldırıldığını ancak atölyelere teknolojik ve finans desteğinin sağlanamadığına dikkat çeken Hürrem Tulga, "İşte bu yüzden de işletmeler güneyle olan yarışı kaybetti" dedi.
Bu durumun, bir çok işsizin ortaya çıkmasına yol açtığını kaydeden oda başkanı Tulga, artan ithalatla da paranın yurt dışına kaçışının daha da hızlandığını ifade etti.
"Yaşanan sorunlar haciz hükümlerinin artmasına neden oldu"
KOBİ politikasının oluşturulmadığını söyleyen Hürrem Tulga, küçük işletmelere ve mesleki yaşama önem verilmediğini belirtti.
"Doğal olarak da bir takım büyük sermaye grupları bu küçük işletmelerin işine el attı ve onları iflasa sürükledi" diye konuşan KTEZO başkanı, vergi yükünün de işletmeleri zora soktuğunun altını çizdi.
Tulga yaşanan sıkıntıları şu sözlerle gözler önüne serdi:
"Vergi yükü, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı borçlarının faizleri gibi uygulamalardaki haksız rekabetle karşı karşıya kalan işletmeci zora girdi. Bu noktada yaşanan sorunlar 2007'de haciz hükümlerinin çoğalmasına yol açtı ve dünyadaki krizle birlikte bu artışın çok daha yüksek seviyelere çıkması kaçınılmazdır."
"Alınacak tedbirler belli"
Sıkıntıların giderilmesi için bir dizi önlem alınmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çeken Tulga, küçük işletmelere düşük faizli kredi olanağının sağlanması gerektiğini belirtti.
İhtiyat sandığı ve sosyal sigorta gibi vergilerin borç faizlerinin silinmesi ve faizsiz bir biçimde taksitlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
2004
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 2840 100
Mağusa: 2382 85
Girne: 577 59
Güzelyurt: 666 6
Lefke: 222 1
Toplam: 6667 251
2005
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 2558 46
Mağusa: 1835 53
Girne: 539 9
Güzelyurt: 525 9
Lefke: 133 5
Toplam: 5590 122
2006
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 2971 53
Mağusa: 2027 29
Girne: 522 18
Güzelyurt: 483 7
Lefke: 131 0
Toplam: 6134 107
2007
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 3174 104
Mağusa: 2178 55
Girne: 689 11
Güzelyurt: 680 1
Lefke: 182 1
Toplam: 6903 172
2008
Bölgeler Isdar edilen icra edilen
Lefkoşa: 3308 301
Mağusa: 2428 74
Girne: 934 15
Güzelyurt: 657 3
Lefke: 180 2
Toplam: 7507 567